VIO News

VIO AI
SAĞLIK
456754 kişi görüntüledi

Bağırsak-Beyin Bağlantısını B Vitaminleri ile Tedavi Etmek: Parkinson Hastalığına Yeni Yaklaşım

Bir çalışma, bağırsak mikrobiyotası ile Parkinson hastalığı (PD) arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, B2 ve B7 vitaminlerinin sentezinden sorumlu bakteriyel genlerde azalma keşfettiler.
science
Kaynak: Nagoya Üniversitesi Bir çalışma, bağırsak mikrobiyotası ile Parkinson hastalığı (PD) arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, B2 ve B7 vitaminlerinin sentezinden sorumlu bakteriyel genlerde azalma keşfettiler. Bu genlerin eksikliği, bağırsak bariyerini koruyan ve toksinlerin kana geçişini önleyen kısa zincirli yağ asitleri ve poliaminlerin azalmasıyla ilişkilendirildi. B vitamini tedavisi kullanarak bu eksikliklerin giderilmesi, bağırsak bariyerini eski haline getirebilir ve Parkinson hastalığını tedavi edebilir. Japonya'daki Nagoya Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yürütülen bir araştırma, bağırsak mikrobiyotası ile Parkinson hastalığı (PD) arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, B2 (riboflavin) ve B7 (biyotin) vitaminlerinin sentezinden sorumlu bağırsak bakterilerinde azalma buldular. Ayrıca, bu genlerin eksikliği ile bağırsak bariyerinin bütünlüğünü koruyan ajanların düşük seviyeleri arasında bir ilişki tespit ettiler. Bu bariyer, toksinlerin kan dolaşımına girmesini engeller ve PD'de görülen iltihaplanmaya neden olan bu durumun önüne geçer. Bulgular, npj Parkinson's Disease dergisinde yayımlandı ve bu eksiklikleri gidermek için B vitamini tedavisinin PD'yi tedavi edebileceğini öne sürüyor. Parkinson hastalığı, titreme, yavaş hareket, sertlik ve denge sorunları gibi günlük aktiviteleri ve hareket kabiliyetini engelleyen çeşitli fiziksel semptomlarla karakterizedir. Farklı popülasyonlar arasında PD'nin sıklığı değişebilir, ancak 55 yaş ve üzeri bireylerin yaklaşık %1-2'sini etkilediği tahmin edilmektedir. Çeşitli fizyolojik süreçler, bağırsakta bulunan mikroorganizmalar tarafından büyük ölçüde etkilenir. Bu mikroorganizmalar, uygun koşullar altında, bağırsak bariyerini koruyan kısa zincirli yağ asitleri (SCFAs) ve poliaminler üretirler. Kan dolaşımına giren toksinler beyne taşınarak iltihaplanmaya neden olabilir ve bu durum, zihinsel sağlığı korumak için kritik olan sinir iletim süreçlerini etkileyebilir. Bağırsaktaki mikrobiyal özellikler ile PD arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için, Nagoya Üniversitesi'nden Hiroshi Nishiwaki ve Jun Ueyama, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Çin ve Tayvan'dan PD hastalarının dışkı örneklerini analiz ettiler. Shotgun dizileme adlı bir teknik kullanarak, örnekteki tüm genetik materyali dizilediler. Bu, araştırmacılara mikrobiyal topluluk ve örneğin genetik yapısı hakkında daha iyi bir anlayış sağladı.
Araştırmacılar, PD tanısı konmuş hastalarda riboflavin (B2 vitamini) ve biyotin (B7 vitamini) sentezinden sorumlu bakteriyel genlerde azalma gözlemlediler. Hem gıdalardan hem de bağırsak mikrobiyotasından elde edilen riboflavin ve biyotin, anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve PD gibi hastalıklarda görülen nöroinflamasyonu önleyebilir. B vitaminleri, bağırsak bariyerinin bütünlüğünü koruyan ve toksinlerin kan dolaşımına girmesini önleyen kısa zincirli yağ asitleri (SCFAs) ve poliaminlerin üretim ve işlevlerini etkileyen metabolik süreçlerde kritik rol oynar. Dışkı metabolitlerinin incelenmesi, PD hastalarında her ikisinin de azaldığını ortaya koydu. Bulgular, PD'nin ilerlemesi için potansiyel bir açıklama sunmaktadır. Nishiwaki, "Poliaminler ve SCFAs eksiklikleri, bağırsak mukus tabakasının incelmesine ve bağırsak geçirgenliğinin artmasına yol açabilir, bu durum PD'de gözlemlenmiştir," dedi. "Bu daha yüksek geçirgenlik, sinirleri toksinlere maruz bırakarak alfa-sinüklein anormal birikimini artırır, beyin bağışıklık hücrelerini aktive eder ve uzun süreli iltihaplanmaya yol açar." Ek olarak, "Riboflavin ve biyotin takviye tedavisi, PD semptomlarını hafifletmek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için umut verici bir potansiyel tedavi yolu sunuyor," dedi. Çalışmanın sonuçları, bağırsak mikrobiyotası, metabolik yollar ve nörodejenerasyon arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamanın önemini vurgulamaktadır. Gelecek yıllarda, terapi her hastanın benzersiz mikrobiyom profiline göre özelleştirilebilir. Doktorlar, mikrobiyomdaki bakteri seviyelerini değiştirerek PD gibi hastalıklarla ilişkili semptomların başlangıcını geciktirebilirler. Nishiwaki, "Hastalar üzerinde bağırsak mikrobiyota analizi yapabilir veya dışkı metabolit analizi gerçekleştirebiliriz. Bu bulgular kullanılarak, belirli eksikliklere sahip bireyleri tespit edebilir ve azalmış seviyelere sahip olanlara oral riboflavin ve biyotin takviyeleri uygulayabiliriz, bu da potansiyel olarak etkili bir tedavi yaratabilir," dedi.